Mısır’daki Büyük Sfenks’in altında keşfedilen gizemli dikey bir tünel ve devasa odalar, antik Giza Platosu’nun altında “yeraltı şehri” olduğuna dair teorileri yeniden alevlendirdi.
İtalyan araştırmacılar, daha önce Khafre Piramidi’nin altındaki yapılarla gündeme gelmişti. Şimdi ise Sfenks’in tabanından aşağı doğru inen spiral şeklindeki dev bir şaft ve iki büyük yeraltı odası tespit ettiklerini açıkladılar.
3 BOYUTLU TARAMA: DERİNLERDEKI GİZLİ YAPILAR
Araştırmacı ekip, bu bulguları geçtiğimiz haftalarda Kuzey Carolina’da düzenlenen Cosmic Summit konferansında duyurdu.
Toplantı, antik tarihe dair gelenekselden farklı teorilerin tartışıldığı bir platform olarak biliniyor.
Araştırmayı yürüten radar uzmanı Filippo Biondi, DailyMail.com’a yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Bu bulgular, Giza Platosu’nun altında geniş bir yeraltı kompleksinin, hatta belki de kayıp bir yeraltı şehrinin bulunduğu hipotezini güçlü şekilde destekliyor.”
Yapılan taramalarda, Sfenks’in altından yaklaşık 2.000 ve 4.000 feet (yaklaşık 600 ve 1.200 metre) derinlikte iki kare yapı bulunduğu açıklandı.
Bu yapıların spiral bir merdivenle çevrili dev bir şaftla bağlantılı olduğu belirtildi.
KADİM MİMARİNİN İZİ: 36.400 YIL ÖNCESİNE AİT Mİ?
Araştırmanın eş yazarı Mısırlı araştırmacı Armando Mei, bu tür yeraltı yapılarına yalnızca Sfenks’in değil, Khafre ve Menkaure piramitlerinin altında da rastlandığını söyledi.
“Bu durum ise Giza Platosu’nun hanedanlık öncesi dönemde, yaklaşık MÖ 36.400 civarında mühendislik harikası bir şekilde inşa edildiğini kanıtlıyor,” diyen Mei, bu yapıların bilinenden çok daha eski bir uygarlığa ait olabileceğini savundu.
TARİHİ YENİDEN YAZABİLECEK KEŞİF
Eğer bu yapılar doğrulanırsa, piramitlerin sadece firavun mezarları olarak inşa edilmediği, aksine çok daha karmaşık ve gelişmiş bir uygarlığa ait mimari kalıntılar olduğu tezi güçlenecek.
İtalyan araştırmacılar, bu yapıların ilk ipuçlarını Mart ayında Khafre Piramidi’nin altındaki dört devasa şaft ve odanın tespitiyle elde etmişti.
Kullandıkları SAR Doppler Tomografi isimli radar teknolojisi, yüzeyin altındaki mikro titreşimleri analiz ederek 3 boyutlu haritalar oluşturuyor. Bu teknoloji, daha önce hakemli bir dergide yayımlanmıştı.
‘ÖLÜLER ŞEHRI’ AMENTİ Mİ?
Araştırmacılar, bulgularını Ölüler Kitabı’nın 149. Bölümü ile ilişkilendiriyor. Metinde bahsedilen “ölüler şehrinin 14 konutu”, bu odalara ve Sfenks’in altındaki yapılara işaret ediyor olabilir.
“Metinler, piramitlerin bu şehrin üzerine inşa edildiğini ve girişin bu yapılarla mühürlendiğini söylüyor,” diyen Mei, yapının Amenti olarak bilinen mitolojik şehre ait olabileceğini ifade etti.
KAYIP KAYITLAR SALONU’NA GİDEN YOL
Biondi, 4.000 feet derinlikteki odaların, antik efsanelerde geçen “Hall of Records” (Kayıtlar Salonu) ile bağlantılı olabileceğini söylüyor. Bu efsanevi oda, Sfenks’in ya da Büyük Piramit’in altında olduğu düşünülen, kadim bilgilere ev sahipliği yaptığına inanılan bir yapı olarak anlatılır.
Ancak bu oda hâlen mitolojik düzeyde kalmakta ve varlığına dair bilimsel bir kanıt bulunmuyor.
GELİŞMİŞ BİR UYGARLIĞA AİT OLABİLİR!
Araştırmacılar, bu karmaşık yeraltı sisteminin yaklaşık 12.000 yıl önce bir asteroid çarpmasıyla yok olan gelişmiş bir uygarlığa ait olabileceğini öne sürüyor.
Graham Hancock gibi alternatif tarihçiler, bu tür bir felaketin ardından kurtulan az sayıda kişinin astronomi, mühendislik ve kutsal mimari bilgisini antik Mısır gibi medeniyetlere aktardığını savunuyor.
DERİNLİKTEKİ YAPILAR VE YENI UMUT
Ekip, Sfenks’in kuzey tarafında, çatal biçimli (çatal anahtara benzer) yapılar da tespit ettiğini, bu yapıların daha da derine indiğini belirtti.
Sıradaki hedefleri, Mısır makamlarından kazı izni alarak bu yapıları yerinde doğrulamak ve tarihe dair bugüne kadar kabul edilen bilgileri yeniden gözden geçirmek.
“İnsanlığın bu yapıları öğrenme hakkı var. Kim olduğumuzu bilmiyoruz. Ama öğrenmeliyiz,” diyen Biondi, bu keşfin insanlık tarihine yeni bir bakış kazandırabileceğini savunuyor.